Uyku apnesi, uyku esnasında solunumun durması olarak tanımlanabilir. Bu bozukluğu yaşayan kişilerde solunum en az on saniye boyunca durur. Kanda oksijen seviyesi düşer ve bu da beynin uyanmasına sebep olur. Gece boyunca sık sık uyku bölündüğü için de hastalar ertesi gün çok uykusuz ve yorgun hissederler.
- Uyku apnesinin nedenleri nelerdir?
Uyku apnesi; obstrüktif (tıkayıcı), santral ve mikst olmak üzere üç tipe ayrılır. Obstrüktif uyku apnesinin nedeni üst solunum yolunun büyüyen bademcikler, aşağı sarkan yumuşak damak ya da fazla kilolar nedeniyle daralmasıdır. Boğazımızın arka tarafında yer alan kaslar hem yumuşak damağı destekler hem de bademcikler ve küçük dilin yerine tutulmasını sağlar. Ancak bu kaslar gevşerse bu işlevlerini yerine getiremez. Bu durumda da solunum yolu açıklığı sağlanamaz. Santral uyku apnesinde ise beyin merkezli bir bozukluk meydana gelir. Beyin nefes alma komutunu doğru şekilde kaslara iletemez. Her iki tipte de kanda oksijen seviyesi düşer, hasta uykudan uyanır.
Obstrüktif uyku bozukluğunun nedenleri arasında aşırı kilo, kalın bir boyun, alkol ve sigara kullanımı, uyku ilacı ya da sakinleştirici almak sayılabilir. Özellikle erkek cinsiyette daha fazla görülür.
Santral uyku apnesinin nedeni Parkinson hastalığı olabilir. Öyle durumlarda ayrıca yutkunma zorluğu, konuşma ve ses değişimi de gözlenebilir. Ayrıca ensefalit, beyin felci ve narkotik ağrı kesici kullanımı da neden olarak eklenebilir.
- Uyku apnesinin belirtileri nelerdir?
Bu sendromu yaşayanlar gece ne kadar sık uyansa da bunu hatırlamazlar. Ancak diğer belirtileri fark ettiklerinde şüphelenmeye başlayabilirler. Peki nedir bu belirtiler?
Öncelikle hastalarda yüksek sesle horlama şikayeti gözlenir. Solunum boyunca horlayan kişi yaklaşık 10 saniye boyunca nefessiz kalır. Sonra gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes alır ve horlamaya devam eder. Solunum bozukluğu nedeniyle ayrıca gece çok sık tuvalete kalkar. Baş ve boyunda fazla terleme yaşanır. Tüm bu nedenler tatminsiz bir uykuya, ertesi gün de yorgunluk, dikkatsizlik ve uykusuzluğa eden olur.
- Tanısı nasıl konur?
Uyku apnesi testine “polisomnografi” adı verilir. Bu test hem tanı konulmasını sağlar hem de hangi tip olduğunu gösterir. Uyku sırasında vücuda bağlanan elektrotlar sayesinde elektroensefalografi (EEG) ile beyin dalgaları, elektrookülografi (EOG) ile göz hareketleri, elektromiyografi (EMG) ile kas hareketleri, elektrokardiyografi (EKG) ile kalp ritmi, pulse oksimetre ile oksijen seviyesi ve arteriyel kan gazı analizleri değerlendirilir. Uyku laboratuarlarında değerlendirildiği gibi istek doğrultusunda evde de 6-7 saatlik bir uyku ile bu test gerçekleştirilebilir. Eğer bir saatlik uyku süresince beşten fazla kez solunum durursa apne tanısı konulabilir. Bu tetkike ek olarak santral uyku apnesine neden olan yapısal anomaliler MRI yöntemiyle de belirlenebilir.
- Tedavisi nedir?
Hastalığın durumuna göre tedavi de çeşitlilik gösterir. Ama ilk olarak verilebilecek en güzel tavsiye fazla kilolardan kurtulmak, sigara ve alkolden uzaklaşmak ve uyku pozisyonunu değiştirmektir. Tedavi için başvurulan temel yöntem ise pozitif hava basıncı veren CPAP isimli cihazı kullanmaktır. Bu cihaz bir maske yardımıyla uyku sırasında üst solunum yollarını devamlı açık tutar. Bazı hastalara da diş hekimleri tarafından çeneyi öne alarak hava yolunu açık tutan bir aparat hazırlanabilir. Eğer tüm bu tedavilrle bir sonuç alınamazsa bazı cerrahi girişimlere başvurulabilir. Uvulopalatofaringoplasti (UPPP) adı verilen operasyonda küçük dil ve yumuşak damağın bir kısmını alarak hava yolu açıklığı sağlayabiliriz. Radyofrekans ablasyon adı verilen işlemle ise boğaz bölgesindeki dokuların küçülmesi sağlanır. Çene düzeltme operasyonu ile alt çene biraz öne alınarak arkada bir hava yolu açıklığı sağlanır. Sinir stimülasyonu işlemi ile dilin hava yolunu kapatması önlenir. Uç vakalarda ise trakeostomi tedavisi ile boyun bölgesinde bir delik açılarak hava yolu açıklığı sağlanır.