Kemiklerimiz birçok mineralden, özellikle de kalsiyumdan oluşur. Gençlerde bu mineral birikimi ve dolayısıyla kemik yapımı çoğunluktayken yaşla birlikte kemik yıkımı artmaya başlar. Bu nedenle kemiklerde meydana gelen bir miktar dayanıksızlık normal karşılanır. Fakat osteoporoz bu yıkımın normalden fazla olmasıyla meydana gelir. Gözenekli kemik anlamına gelen osteoporoz, kalsiyum yoğunluğunun aşırı düşmesine bağlı olarak güçsüz ve kırılgan kemiklerin görüldüğü bir hastalıktır.
Yaşla doğru orantılı olan bu hastalık kadınları erkeklerden daha fazla etkiler. Çünkü menapoz döneminde azalmaya başlayan östrojen hormonu kemik yıkımının artmasına neden olacaktır.
- Belirtileri nelerdir?
Kırık oluşturmadığı sürece fark edilmesi zor bir hastalıktır. Erken dönemlerinde kemik yoğunluğu azalmaya başlasa da başka belirti gözlenmez. Bu dönemde tespit edilebilmesi için kemik yoğunluğu testleri yapılması gerekir. Ancak ilerleyen dönemde bazı belirtiler gözlenir. En yaygın belirtisi omurga ve sırtta ağrı görülmesidir. Bunun nedeni o bölgelerdeki kemiklerde zayıflamaya bağlı olarak mikro kırıklar oluşmasıdır. Normalde bu kırıklar hemen onarılır ancak osteoporozda onarım gerçekleşemez. Bu çok sayıda mikro kırık birleşerek makro kırıkların oluşmasına neden olur. Bunun dışında görülen diğer belirtiler kemikte oluşan eğilmeler nedeniyle gençliğe göre boyda 3 cm’den fazla kısalmadır. Ayrıca kamburlaşma ve çarpık duruş da gözlenir. Bir diğer belirti de hassas ve basit hareketlerde bile ortaya çıkan kırık ve çatlaklardır. Bu kırıklar özellikle omurga, el bileği ve kalçada gözlenir.
- Nedenleri nelerdir?
Kalsiyum ve D vitamininin yetersiz alımı, 45 yaş üstü ve özellikle kadın cinsiyette olmak, genetik olarak yatkınlığın bulunması, östrojen ve testesteron gibi cinsiyet hormonlarındaki düşüklük, tiroid hormonlarında bozukluk, kortizon, antikoagülan, immünsupresif gibi ilaçların kullanılması, sigara ve alkol kullanımı ve hareketsiz bir yaşam osteoporoz riskini arttıran oldukça önemli faktörlerdir. Ayrıca romatoid artrit, kronik karaciğer hastalığı, KOAH, diyabet, böbrek yetmezliği gibi hastalıklara sahip olan hastalarda da osteoporoz görülebilir. Lösemi, lenfoma ve multiply myelom gibi kanserler de osteoporoza eden olabilen bir diğer nedenlerdir.
- Tedavisi nasıl yapılır?
Tedavi hastalığın ilerlemesine göre değişiklik gösterir. Kırık görülme riskinin az olduğu hastalarda koruyucu tedaviler yeterli olacaktır. Bunun için vitamin ve mineral destekleri uygulanır. Süt, peynir ve yoğurt gibi besinlerin tüketilmesine özen gösterilir. Tavsiye edilen günlük kalsiyum miktarı 1000-1500 mg arasındayken D vitamini ise 30-60 ng/ml arasındadır. Ayrıca hasta aktif hale getirilir, egzersiz programları hazırlanır. Yürüyüş, koşu, yoga ve dans gibi sporların katkısı oldukça fazla olacaktır.
Kırık gelişme riskinin fazla olduğu hastalarda kullanılan ilaçlar bifosfonatlardır. Bifosfonatlar doğrudan kemik yıkımını engelleyici aktivite gösterirler. Bifosfonatlar oral ya da intravenöz yolla uygulanabilir. Uzun süreli intravenöz bifosfonat kullanımında çene osteonekrozu gelişebilir. Bu durumda çeşitli antibakteriyel gargaralar ve antibiyotik tedavisi faydalı olacaktır. Osteoporoz tedavisi için kullanılan bir diğer ilaçlar da monoklonal antikor ilaçlardır. Bu tedavi 6 ayda bir deri altından verilen bir ilaçla sağlandığı için uzun süreli tedaviyi kaldırabilecek hastalarda uygulanır. Başka bir seçenek de hormon terapileridir. Bu tedavi kadınlarda östrojen takviyesini içerir. Raloksifen içerikli ilaçlar da erkeklerde testesteron replasmanı sağlar.
Osteoporoz özellikle ileri yaşlarda çok sık karşılaşılan bir hastalıktır. Bu nedenle en ufak bir belirtide bile bir uzmana görünüp çeşitli testleri yaptırmak sağlığınız için iyi olacaktır.